Ev içi sorumluluklar sadece fiziksel değil, zihinsel açıdan da ciddi bir yük oluşturuyor. Yapılan araştırmalara göre bu zihinsel iş yükünün büyük bir bölümünü anneler taşıyor. Annelerin zihinsel yükü, yemek planlamasından okul organizasyonlarına, çocukların sosyal ve sağlık ihtiyaçlarını takip etmekten aile içi planlamalara kadar birçok alanda kendini gösteriyor. Aralık 2024’te Journal of Marriage and Family adlı akademik dergide yayımlanan bir çalışmaya göre, ev içi zihinsel işlerin yüzde 71’i kadınların omzunda. Bu oran, aile hayatındaki görünmeyen emeğin büyük kısmını kimin üstlendiğini açıkça ortaya koyuyor.

Araştırmalar, özellikle yemek düzeni, okul etkinlikleri, çocukların gelişimiyle ilgili detaylar gibi konuların genellikle anneler tarafından yönetildiğini gösteriyor. Bu durum sadece zaman ve enerji kaybına neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda kadınların iş hayatında ilerlemesini de olumsuz etkileyebiliyor. Psikiyatrist Dr. Sue Varma’ya göre, bu yükün sadece yüzde 71 değil, daha da fazla olması mümkün. Dr. Varma, annelerin genellikle “Ne ters gidebilir?” sorusunu önceden düşünerek sürekli hazırlıklı olmaya çalıştığını, çünkü sonuçlarıyla genellikle kendilerinin uğraştığını ifade ediyor.

Zihinsel iş yükünün azaltılması için ise çözüm ailedeki diğer bireylerin katılımıyla mümkün olabiliyor. Uzmanlar, babaların ev içi görevlerde daha fazla sorumluluk almasının, annelerin yükünü hafifletmede kritik rol oynadığını belirtiyor. Psikiyatrist Dr. Sue Varma, bu sürecin eşlerin açık iletişim kurarak, planlama ve karar alma süreçlerine ortak olmalarıyla başlayabileceğini vurguluyor. Aksi halde, görünmeyen bu emek kadınların ruh sağlığını, sosyal yaşamını ve iş hayatındaki dengesini uzun vadede olumsuz etkileyebiliyor.

Toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşmeye başladığı bu dönemde, zihinsel iş yükü gibi görünmeyen sorumlulukların adil şekilde paylaşılması, aile içi dengelerin sağlanması ve kadınların yaşam kalitesinin artması açısından önemli bir adım olarak görülüyor.