Yaz aylarında sahillerin ve havuzların dolup taştığı bu günlerde en çok karşılaştığımız uyarılardan biri: “Yemekten hemen sonra denize girme, boğulursun.” Nesilden nesile aktarılan bu uyarı, neredeyse evrensel bir kural haline gelse de, uzman görüşleri bunun bir efsane olduğunu ortaya koyuyor.
Amerikan Kızıl Haç Bilimsel Danışma Konseyi üyesi Chris Whipple, yemek sonrası denize girmenin boğulma riskini artırdığına dair bilimsel bir kanıt olmadığını belirtiyor. Aynı şekilde, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar da yemek sonrası yüzmeyle ilgili herhangi bir kısıtlama tavsiyesinde bulunmuyor.
Bu inancın arkasında, yemeğin ardından kan akışının sindirim sistemine yönelmesiyle kaslara yeterli kan gitmeyeceği, bunun da kramplara ve boğulmaya yol açabileceği fikri yer alıyor. Ancak Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Michael Levine, bu süreçte vücutta yön değiştirilen kan miktarının çok az olduğunu, riskin neredeyse sıfır olduğunu ifade ediyor.
1960’lı yıllarda yapılan deneysel araştırmalar da bu görüşü destekliyor. Küçük öğünler sonrası yüzme deneyimlerinde hiçbir olumsuzluk yaşanmadığı gözlemlenmiş. Hatta bazı uzmanlara göre, hafif bir öğün sonrasında yüzmek performansı bile artırabiliyor.
Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var:
-
Çocuklar yakından takip edilmeli, yüzme öncesi eğitimleri tamamlanmalı.
-
Susuz kalmamaya özen gösterilmeli. Dehidrasyon, suda bile oluşabilir ve kramplara neden olabilir.
-
Aşırı sıcakta uzun süre kalmak sıcak çarpması riskini artırabilir.
-
Alkol tüketimi denge ve muhakemeyi bozarak boğulma riskini artırır.
Sonuç olarak uzmanlar, tok karnına denize girmenin boğulma riskini doğrudan artırmadığını, fakat her zaman olduğu gibi dikkatli ve bilinçli davranmanın önemli olduğunu vurguluyor.