Vücutta yalnızca iki hormon üretmesine rağmen metabolizmanın düzenlenmesinde hayati rol oynayan tiroid bezi, normalden az ya da fazla çalıştığında birçok sistemi etkileyerek ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle kadınlarda yaygın görülen tiroid hastalıkları, çoğu zaman başka rahatsızlıklarla karıştırıldığı için geç fark ediliyor. Uzmanlar, belirti gösteren herkesin basit bir kan testiyle bu durumu kontrol ettirmesi gerektiğini vurguluyor.
Boynun ön kısmında kelebek şeklinde yer alan tiroid bezi, T3 ve T4 hormonlarını salgılayarak kalpten sindirim sistemine kadar birçok organın çalışma temposunu belirliyor. Bu hormonların düzeyini ise beynin hipofiz bezi aracılığıyla salgıladığı TSH hormonu kontrol ediyor. Ancak bu hassas sistemde meydana gelen bir dengesizlik, vücut genelinde zincirleme sorunlara neden olabiliyor.
Tiroid hormonlarının eksikliği yani hipotiroidi, genellikle kilo alma, halsizlik, uyku hali, saç dökülmesi ve unutkanlık gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtiler günlük hayatın sıradan sorunları olarak değerlendirilse de, teşhis edilmediği takdirde kalp yetmezliğine kadar ilerleyebilecek kardiyolojik riskler taşıyabiliyor. Hipotiroidinin tanısı çoğu zaman başka nedenlerle yapılan kan testlerinde tesadüfen konuyor.
Öte yandan hipertiroidi, yani tiroid bezinin aşırı çalışması durumunda ise çarpıntı, ellerde titreme, kilo kaybı, sinirlilik ve sıcağa tahammülsüzlük gibi sorunlar ön planda oluyor. Hipertiroidi tedavi edilmediğinde kalp ritminde bozulmalar ve hatta kalp yetmezliği gelişebiliyor. Bu nedenle açıklanamayan çarpıntı ya da huzursuzluk şikâyeti olan bireylerin tiroid hormon düzeylerini kontrol ettirmesi önem taşıyor.
Hastalıkların teşhisi, basit bir kan testiyle TSH, T3 ve T4 hormon düzeylerinin ölçülmesiyle yapılabiliyor. Erken tanı sayesinde ilaçla tedavi başarı oranı oldukça yüksek oluyor.
Tiroid hastalıklarıyla ilişkilendirilen bazı özel durumlar da var. Haşimoto tiroidi, özellikle 20-50 yaş arası kadınlarda sık görülüyor ve bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırmasıyla oluşuyor. Guatr, tiroid bezinin büyümesiyle karakterize bir başka durum olup, iyot eksikliği ya da iltihap gibi farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Graves hastalığı ise hipertiroidinin en sık nedenlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Tiroid nodülleri ve tiroid kanseri gibi durumlar ise bezde fiziksel değişikliklerin oluşmasına neden olabiliyor. Her iki durumda da erken teşhis ve takip büyük önem taşıyor. Özellikle nodül saptanan kişilerde düzenli ultrason ve hormon testleriyle gelişmeler yakından izleniyor.
Uzmanlara göre tiroid hastalıklarının gelişiminde stres, hormonal dengesizlikler, hipofiz bozuklukları, iyot eksikliği ve ileri yaş gibi faktörler etkili olabiliyor. Ayrıca, anne karnında ya da doğum sonrası tiroid hormonu eksikliği yaşayan bebeklerde zeka gelişimi ve büyüme ciddi biçimde etkilenebiliyor.
Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için açıklanamayan yorgunluk, düzensiz kilo alımı ya da çarpıntı gibi belirtilerin hafife alınmaması ve tiroid fonksiyonlarının zaman zaman kontrol ettirilmesi öneriliyor.
