Yaz aylarının serinleten lezzeti dondurma, hem çocukların hem de yetişkinlerin gözdesi olmaya devam ediyor. Ancak dondurmanın sağlık açısından olumsuz etkileri olduğu düşüncesi, uzun süredir tartışma konusu. Uzmanlar ise bu algının tam olarak gerçeği yansıtmadığını belirtiyor ve dondurmanın, dengeli bir tüketimle sağlıklı bir diyetin parçası olabileceğini vurguluyor.

Beslenme uzmanları, dondurmanın tamamen yasaklanmasının psikolojik olarak olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade ediyor. Özellikle aşırı kısıtlamaların zamanla suçluluk ve kaygı gibi duygulara yol açtığı ve yiyeceklerle sağlıksız bir bağ kurulmasına neden olduğu belirtiliyor. Bu nedenle uzmanlara göre porsiyon kontrolü sağlandığı sürece, dondurmayı gönül rahatlığıyla tüketmek mümkün.

Dondurma tüketiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri içerik bilgisi. Tipik bir vanilyalı dondurma porsiyonunda yaklaşık 32 gram şeker ve 13 gram doymuş yağ bulunabiliyor. Bu oranlar Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği günlük ilave şeker sınırını aşmanıza neden olabilir. Ancak diyetisyen Edwina Clark, dondurmanın içerdiği protein ve yağın, şekerin emilimini yavaşlatarak kan şekeri üzerindeki etkileri dengeleyebileceğini belirtiyor.

Ayrıca sütlü dondurmalar sadece serinletici olmakla kalmıyor, aynı zamanda kalsiyum, protein, A vitamini ve kolin gibi beyin ve metabolizma için faydalı besinler de içeriyor. Bu bileşenler sayesinde uzun süre tokluk hissi sağlayarak gereksiz atıştırmalıkların önüne geçmeye de yardımcı olabilir.

Uzmanların önerdiği günlük tüketim miktarı ise yarım fincan ile sınırlı. Bu miktar, hem tatlı keyfinden ödün vermeden hem de sağlıklı beslenme düzenini bozmadan tüketim imkânı sunuyor. Özellikle ev yapımı ya da katkı maddesi içermeyen doğal içerikli dondurmalar, daha sağlıklı bir alternatif oluşturuyor.

Yaz aylarında dengeli bir beslenme planıyla birlikte, etiket okuma alışkanlığı kazanmak, porsiyonlara dikkat etmek ve çeşitliliği korumak, dondurmayı gönül rahatlığıyla tüketmenin anahtarı olarak öne çıkıyor.