Ordu’da çevre örgütleri ve çeşitli siyasi parti temsilcileri, Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından Melet Irmağı kıyısındaki eski çöp alanına yapılmak istenen külliye projesine ve devam eden kıyı dolgularına karşı ortak bir ses yükseltti. Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) öncülüğünde belediye binası önünde düzenlenen basın açıklamasında, “Mahkeme kararlarına rağmen dolgular sürüyor, doğal yaşam tehdit altında” mesajı verildi.

CHP, Anahtar Parti, Sol Parti, Emek Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Vatan Partisi, Tüm Köy Sen, DİSK Devrimci Emekliler Sendikası, Zafer Partisi, Alevi Kültür Derneği, TEMA Vakfı ve Ordu Çevre Derneği’nin katılımıyla gerçekleştirilen açıklamada, projelerin durdurulması çağrısı yapıldı.

ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, 2014 yılından bu yana kıyı dolgularına karşı mücadele ettiklerini hatırlatarak, “Ordu büyükşehir olduktan sonra Ünye’den Gülyalı’ya kadar dolgu projeleri başladı. Açtığımız davaları kazanmamıza rağmen belediye, mahkeme kararlarını hiçe sayarak projeleri sürdürüyor” dedi.

Melet Irmağı çevresinde devam eden dolgu projesine ilişkin bilgi veren Gönül, 2016 yılında açtıkları davayı kazandıklarını ve Yargıtay’ın da projeyi iptal ettiğini belirtti. Ancak küçük değişikliklerle yeniden ÇED kararı alındığını ve bu karara karşı yeni bir dava daha açtıklarını açıkladı.

Melet Irmağı kıyısında bulunan eski çöp alanının zamanla doğal bir yaşam alanına dönüştüğünü belirten Gönül, “Bu bölge, göç eden kuşlar için önemli bir durak noktası. Ağaçlandırılan bu alan kuşlar için yaşamsal önemde. Ancak yapılan dolgular ve yapılaşma girişimleri bu doğal dengeyi tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.

Gönül, çöp alanına yapılması planlanan 8 bin kişilik külliye projesine de sert tepki gösterdi. “Metan gazıyla dolu bir bölgeye böyle bir yapı inşa etmek, 1990’lardaki Ümraniye faciasını hatırlatıyor. Aynı acıları yaşamak istemiyoruz. İmar planına açtığımız davayı kazandık, ancak belediye yeniden ihale yaptı. Bu hukuksuzluğa karşı mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

ORÇEV Başkanı, Melet kıyısının yapılaşma değil, doğa turizmi ile değerlendirilmesi gerektiğini savundu. “Kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşleri, fotoğrafçılık gibi alanlarda kullanılabilecek bu özel bölge koruma altına alınmalıdır. Kıyılarımıza ve doğal yaşam alanlarına sahip çıkacağız” diyerek açıklamasını sonlandırdı.