Ordu Barosu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki 105 belediye çalışanı hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin kamuoyuna açıklamada bulundu. Baro tarafından yapılan açıklamada, yürütülecek tüm adli işlemlerde adil yargılanma hakkının tam anlamıyla gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, hukuk güvenliği ilkesine uygun olmayan soruşturma ve yargılama süreçlerinin, kamu vicdanında ciddi güvensizlik oluşturabileceğine dikkat çekildi.
Hukuka Güven Zedelenmemeli
Ordu Barosu, açıklamasında Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasa hükümlerine atıfta bulunarak, yargı süreçlerinde temel insan haklarının esas alınması gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Ülkede hukuka olan güvenin sarsılmasına yol açan her türlü uygulama, adil yargılanma ilkesine aykırıdır ve bu durum, kamuoyunun adalet duygusunu zedeler” denildi. Baro, tüm adli süreçlerin şeffaflık içinde ve yargının bağımsızlığına zarar vermeyecek şekilde yürütülmesinin zorunluluğuna dikkat çekti.
Yargının Tarafsızlığı Hatırlatıldı
Ordu Barosu, açıklamasında bağımsız ve tarafsız yargı ilkesinin demokrasinin temel direklerinden biri olduğuna işaret etti. Bu ilkenin ihlaline neden olabilecek her türlü uygulamanın, hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmadığını belirten Baro, soruşturmalarda siyasi saiklerin etkili olmaması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, yargı organlarının üzerinde hiçbir idari ya da siyasi baskının olmaması gerektiği de açıkça dile getirildi.
Cumhuriyet Kazanımlarına Vurgu
Ordu Barosu, açıklamasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinin yalnızca bireyleri değil, tüm toplumu etkileyeceğini ifade etti. Baro, “Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinden hareketle, Cumhuriyet’in temel kazanımlarına sahip çıkma kararlılığındayız” ifadelerini kullandı.
Ordu Barosu’nun yaptığı açıklama, hukukun üstünlüğüne dikkat çeken ve yargının bağımsızlığı konusunda hassasiyet çağrısı içeren bir bildiri olarak değerlendirildi. Açıklamada yer alan ifadeler, soruşturma süreçlerinde kamuoyunun beklentisi olan adaletin, ancak tarafsız ve bağımsız bir yargı ile sağlanabileceği görüşünü öne çıkardı.