eskort samsun

ÜNYENETHABER

ENERJİDE TASARRUF NASIL OLMALI

ENERJİDE TASARRUF NASIL OLMALI
13 Ocak 2015 - 15:10

Enerji_tasarrufu

Ülkemizdeki enerji tüketiminin bilinçli yapılmasını sağlamak için, her yıl ocak ayının ikinci pazartesi ile başlayan haftayı, Enerjinin gereği kadar ve bilinçli olarak kullanılmasını sağlamak için her yıl 12 – 19 Ocak tarihleri arasında Enerji Tasarrufu Haftası olarak kutlamaktayız.

 

Günümüzde her alanda kullandığımız makineler, enerji ile çalışır. Ülkemiz, enerji üretebilmek için büyük ölçüde dışa bağımlıdır.  Son yıllarda kömür rezervlerimizin azalması sebebi ile onu da dışarıdan ithal etmeye başladık. Bütün bu enerji alımları, ekonomimiz için ağır bir yüktür. Dış satım gelirimizin büyük bir bölümü petrol alımına harcanıyor. Ulusal ekonomimizin düzelmesi için enerjiyi tutumlu kullanmak zorundayız. Enerjinin yetersizliği, üretimin düşmesini, yurt ekonomisini ve günlük yaşantımızı etkilemektedir.

 

Kalkınma sürecini doğrudan etkileyen ve geniş kullanım alanına sahip olan enerjinin yaşamımızdaki vazgeçilmezliği de her geçen gün daha da artmaktadır. Bu gerçekle, dünyadaki enerji kaynaklarının sınırlı olması, ülkeleri bir yandan mevcut kaynakları en verimli biçimde kullanmaya, diğer yandan da çevresel değerleri gözeten yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları bulmaya yöneltmektedir.

 

Ülkemizin artan nüfusu, ekonomik gelişmesi ve büyümesi ile doğru orantıda enerji gereksiniminin de her geçen gün artması ile yeni enerji kaynaklarının kullanıma sunulması geleceğimiz açısından bir zorunluluk durumuna gelmiştir. Ülkemizin, ekonomisindeki büyüme ve buna bağlı olarak enerji istemindeki artış nedeniyle, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek zorunda olup yenilebilir enerji kaynaklarına, petrol ve doğal gazın yanı sıra hidrolik, rüzgar, jeotermal ve güneş gibi doğal kaynaklarımıza, hem ucuz ve yenilenebilir olmaları, hem de çevreye zarar vermemeleri nedeniyle daha fazla önem verilmelidir.

 

Evet; Ülkemizde ısınma ve su ısıtma amaçlı yenilebilir enerji kaynakları olarak kullanılmaktadır. Ancak asıl mesele yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanılması… Çünkü petrolde %90, doğalgazda ise %97 gibi büyük oranlarla dışa bağımlı olduğumuz bir yerde, tükettiğimiz elektriğin önemli bir bölümünü doğal gaz santrallerinden elde ediyoruz. Aslında, tek başına bu bilgi bile enerjide net ithalatçı olan ülkemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanılması için bütün yol ve imkanları denememiz açısından yeterli bir sebeptir.

 

Bir taraftan enerjiyi daha çok üretmenin ve kullanmanın yollarını ararken, diğer taraftan da enerjinin daha etkin ve verimli kullanılması sağlanmalı, tasarruf önlemlerine daha fazla ağırlık verilmelidir.

Günümüzde enerjinin önemi gittikçe artıyor. Enerji için savaşlar çıkıyor. Ülke kaynaklarının bilinçsizce kullanılması bizi fakirliğe götüreceği gibi enerji tüketiminde yaptığımız savurganlık, vatanseverlik duygularımızın zayıflığını da gösteren önemli bir ölçüttür.

 

İnsanoğlu yüzyıllardır hayatta kalmak, hayat standartlarını artırmak ve bu standartları geliştirerek yeni nesillere aktarmak için sürekli kendini yenileyen buluşlara imza atmıştır. Ancak bu gelişimi yaparken dünya kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğini bir kenara bırakmıştır. Bugün hepimiz dünya kaynaklarının sınırlı olduğunu ve yıllardır enerji üretmek için birincil olarak kullanılan fosil kaynakların iklim değişikliğinden toprak kirliliğine kadar birçok olumsuz etkisinin olduğunun farkındayız.

 

Tüm dünyada toplam karbondioksit salımının % 80′inin enerji üretimi ve tüketiminin bir sonucu olduğu göz önüne alındığında  enerji üretim alışkanlıklarımızda yapacağımız doğa dostu seçimler ve tüketim alışkanlıklarımızda yapacağımız enerji verimliliği uygulamaları ile iklim değişikliğinin engellenmesine, karbondioksit salımının azaltılmasına ve gelecek nesillere bırakacağımız dünyadaki yaşam kalitesinin artmasına büyük katkı sağlamış oluruz.

 

Değerli basın; Ordu’muz, Fatsa ve Ünye’miz hem nüfus hem de kentleşme açısından hızla gelişmekte olup bu bağlamda çevre il ve ilçelerden aldığı göçün hızla artmasıyla beraberinde nüfus artışını ve kentin genişlemesi sorunlarını doğurmaktadır. Yaşadığımız şehirde gereksiz tüketilen enerji seviyesinin yüksek olması, çevre ve hava kirliliği için gerekli parametrelerin yeterli ölçümlerinin yapılmaması, hava kirliliği önlemi alınması mümkün olmayan evsel kömür kullanımlarının yarattığı emisyonlar, şehir içi aydınlatmanın etkileri, kentsel ulaşıma bağlı hava kirliliği, v.b. enerji kullanımı gibi sorunlar göze çarpmaktadır.

 

Enerji verimliliğinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son 5 yılda önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Örneğin Ankara ili genelinde değiştirilen 225 binin üzerindeki ampulün sağlamış olduğu enerji maliyeti, 6.9 milyon TL / yıl olarak hesaplanmaktadır. Bu tür kamu alanlarındaki enerji verimliliği uygulamalarının en çok yerel yönetimlerin gelecek çalışmalarında yer alması gerekmektedir. Zira yerel yönetimler hem daha şık görünümlü şehirleri planlarlarken hem de ekonomiye dikkat etmek durumundadır.

 

Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak enerji tasarrufu sağlamada hem bireysel hem de yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Yerel yönetimler sadece enerji verimliliği değil çevreye duyarlı yatırım ve planlamaları ile de önemli bir aktör durumundadırlar.

 

Bireysel mutluluk yerine toplumun mutluluğu ve geleceği daha önemlidir düşüncesiyle Ünye Fen Adamları Derneği ve Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilciliği olarak dertlerimizi bir kenara bırakıp ülkemizin, şehrimizin ve toplumun dertlerini dert kabul ederek yaptığımız teknik araştırma sonucunda SAPTADIĞIMIZ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ…

 

Ülkemizde olduğu gibi İlimizin ve ilçelerimizin sahip olduğu temiz enerji potansiyeli çok yüksektir. Yenilebilir enerji kaynaklardan etkin yararlanamama ve fosil yakıtların kullanımının getirdiği sorunlar oldukça fazladır.  Derneğimiz olarak farklıyız. Farklıyız çünkü bizler sorunları tespit ederken bu sorunlara getirilebilecek çözüm önerilerimizi de sunuyoruz.

 

Evet; Enerji verimliliği ve tasarrufunda gözüken en belirgin sorun “şehirlerin genelinde tüketilen enerji seviyesinin yüksek olması” şeklinde tanımlanabilir. Çözüm önerilerimiz;

 

1-Var olan binaların tükettikleri enerji düzeylerinin tespit edilmesi, enerji etiketlemesine gidilmesi, standartların oluşturulması ve standart dışı olanlarına yaptırımlar getirilmesi (Örnek olarak Avrupa Birliği Edilgen Ev Standardı ve Alman Enerji Sertifikası gösterilebileceği gibi zorunlu Enerji Kimlik Belgesi)

2-Var olan yapıların enerji verimliliğinin (ısı yalıtımı ve mimari teknikler vb. kullanılarak) artırılması, denetlenmesi ve çeşitli fonlarla desteklenmesi,)

3-Isıtma ve soğutma amaçlı yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması (Örnek olarak güneş enerjisi destekli ısı pompalı iklimlendirme sistemleri),

4-Sıcak su ihtiyacının kesinlikle güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerden karşılanması (Örnek olarak yeni yapılan binalarda ve havuzlarda kullanım ruhsatı alınabilmesi için sıcak su ihtiyacının güneş enerjisinden kullanıldığı gösterilmeli),

5-Binalarda gün ışığından olabildiğince yararlanma konusunda uygun sistemlerin kullanımı yaygınlaştırılmalı (Örnek olarak günışığı aydınlatma sistemleri, yoğunlaştırılmış güneş ışığı kullanımı),

6-Konutlarda A sınıfı enerji tüketen cihazların kullanımının artırılması, gerektiğinde düşük faizli kredi imkanları sağlanarak bu tip cihazların yaygınlaştırılmasına destek sağlanması (Örnek olarak İngiltere’de eski buzdolaplarını A sınıfı buzdolaplarıyla devlet eliyle değiştirilmesi),

7-Kullanıcıların enerji tüketimi ve verimliliği hakkında bilinçlendirilmesi (Örnek olarak yerel yönetimlerin kullandıkları binalarda örnek teşkil etmeleri, kampanyalar, yarışmalar ve eğitimler),

8-Sanayide üretim bantlarının enerji tasarrufuna uygun tasarımlanması, çevreye karşı gerekli önlemlerin alınması ve konutta olduğu gibi enerji ile ilgili gerekli tasarruf önlemlerinin uygulanması.

Diğer bir sorun “şehir bazında gözle görünen çevre ve hava kirliliğinin her geçen gün giderek artması ve gereken parametrelerin yeterli ölçümlerinin yapılmaması” ve “hava kirliği önlemi alınması mümkün olmayan evsel kömür kullanımlarının yarattığı toz ve hava kirliği emisyonları” şeklinde ortaya çıkmaktadır. Çözüm önerilerimiz;

1-Hava kirliliğini önlemek amaçlı şehir bazlı ölçüm ağının geliştirilmesi,

2-Şehrin çeşitli bölgelerine dağılmış merkezi ısıtma birimlerinde hava kirliği kontrol önlemlerinin alınarak yakıtın yakılması ile elde edilebilecek elektrik, ısı, sıcak su ve çoğunun kentin çeşitli noktalarına dağıtılması (Örnek olarak kojenerasyon ve trijenerasyon ile bölgesel ısıtma),

3-Merkezi ısıtma birimlerinin dışında kalan alanlardaki evsel kömür kullanımının denetlenmesi,

4-Alternatif enerji kaynaklarının kullanılması (Örnek olarak apartmanların ısıtılmasında fosil yakıt kullanımı yerine güneş enerjisi kullanılması ve jeotermal enerjinin kullanımının yaygınlaştırılması).

 

Yukarıdaki sorunlara ek olarak çöp sorunu ve depolama sahası açısından;

1-İlimizin giriş kapısı ilçemizin batı girişinde deniz kenarındaki tonlarca katı atığın (çöpün) sağlıklı şartlarda depolanması sorunu,

2-Bu kadar çöp için kentsel alanlarda uygun uzaklıkta ve uygun fiyatlarda arazinin temin edilebilirliği,

3-Depolama esnasında atmosfere atılmasına engel olunamayan ve karbondioksite göre daha tehlikeli olan metan gazı emisyonları,

4-Depolama sahası sızıntı suları ve gaz emisyonlarının çevre halkı için yarattığı riskler gözlenmektedir.

Bu sorunlara çözüm önerileri çöpün depolama yerine biyogaz tesisinde hemen işleme alınması ve depolama sorununun tamamen ortadan kaldırılması, sızıntı suyunun önüne geçilmesi ve böylece maliyetlerin azaltılması ve değerli atıkların (enerji, gübre gibi) toplanarak faydalı hale getirilmesi düşünülmelidir.

 

Aynı havayı teneffüs ettiğimiz birlikte yaşadığımız ilimizi ve ilçelerimizi her yönüyle yaşanabilir modern bir kent olarak daha huzurlu ve aydınlık görmek istiyoruz. Bunun için doğru yöntemleri ve teknolojileri kullanmalıyız.

 

Sonuç olarak enerji, geleceğimizi etkileyecek en önemli ihtiyaç başlığıdır. Gelecekte sürdürülebilir bir yaşam ve gelişme sağlayabilmek için planlama yapmak, teknolojiyi takip etmek ve yeni uygulamaları hayatımıza katmak gerekir. Yerel yönetimler gelecekte daha fazla enerji kullanmaya ihtiyaç duyacaklardır. Bunun için enerji yönetim birimleri oluşturmalı ve bu birimlerin çalışmalarını takip etmelidirler.

 

Enerji tasarrufunda “Şehir içi aydınlatmanın enerji üzerine etkileri” de bir sorun olarak ele alınabilir. Binlerce aydınlatma direğinde elektrik tüketimi ve bu tüketimin dolaylı çevresel baskıları sorunun temel nedenleridir. Çözüm olarak güneş ışığı ile çalışan güneş hücreli (fotovoltaik pilli) aydınlatma direklerin kullanılmasını öneriyoruz.

 

Alternatif yakıt çeşitlerinden biri olan biyoyakıt ile şehir içi hava kirliliğinin azaltılması amacıyla çöp ve arıtma tesisi çamuruyla çalışabilecek bir biyogaz tesisinin kurulmasını ve bu konuda yerel yönetimlerin proje çalışması yapmasını öneriyoruz.

 

Arıtma çamurları ile ortaya çıkan çamurlar, geçmişte bertaraf edilmesi gereken bir atık olarak değerlendiriliyordu.  Artık bu çamurlar, çürütme, yakma veya ileri fermantasyon yöntemleri ile fosil yakıt eşdeğerlerine dönüştürülebiliyor. Ülkemizde bu alandaki yatırımların yapılıyor olması önemli bir avantajdır. İlimiz ve ilçemizde var olan Arıtma Tesislerindeki Arıtma çamurlarının evsel atıklar ile bertaraf edilebilirliği de değerlendirilmelidir. Arıtma tesisindeki biyolojik çamur ve çöplerinden elde edilecek olan biyogazın kojenerasyon ünitelerinde yakılması ile elde edilecek elektrik, arıtma tesisinin enerjisini karşılayacak ve enerji tasarrufu sağlanacaktır. Böylelikle yerel yönetimler, atıkları geri kazanarak çok önemli bir gider kalemini gelir hanelerine kaydedebilirler.

 

Artık gelişmeyi enerji tüketim çokluğu ile değil enerji yoğunluğu ile ölçmekteyiz. Enerji yoğunluğu, birim enerjiden üretilen birim ekonomik değer arasındaki ilişkidir. Gelişmişlik, az enerji kullanarak çok ekonomik değer yaratabilmekle ölçümlenebilir. Bu sebeple enerji yoğunluğumuzu artırmalı ve daha fazla işi daha az enerji ile yapabilmenin, bünyemizdeki kaynaklardan en fazla kazanç elde edebilmenin yollarını aramalıyız.

 

Tasarruf, bilinçli kullanım demektir. İçinde bulunduğumuz yıllarda, ciddi bir enerji sıkıntısı ile karşı karşıya olduğumuz düşünülürse, tasarrufun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

 

Büyük şehir statüsüyle ilçe yerel yönetimlerin yaşadığı ekonomik zorlukları düşünerek, Nasıl yapacağız? Kaynak nerede diyerek düşünmeye, zaman kaybetmeye gerek yok; İller Bankası, aydınlatma, arıtma ve diğer sistemlerini yenilenebilir enerjiye dönüştürmeleri için yerel yönetimlere teknik destek ve kredi imkanı sunmaktadır.

 

Banka, yerel yönetimlerin, park, bahçe, cadde ve sokak aydınlatmaları, belediyelere ait kültür merkezleri, sosyal tesisleri,  bahçe  ve otoparkları, sinyalizasyon ve güvenlik sistemleri, reklam panosu, otobüs durağı aydınlatmaları, benzin istasyonları, su depolarının ve arıtma tesislerinin aydınlatılması ve enerjisinin karşılanması ve şehir içi dekoratif aydınlatma sistemlerinin yenilenebilir enerjiye uygun hale dönüştürülmesi için kredi vermektedir.

 

Sürdürülebilir gelişmenin gerçekleştirilebilmesi için sürdürülebilir enerji kullanımı, ancak yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ile mümkün olabilecektir.

 

Ekonomimizin düzelmesinde, enerjiyi tutumlu kullanmanın önemi büyüktür. Enerjide tutum, sınırlı enerji kaynağının en verimli biçimde kullanımıdır. Gereksiz enerji tüketiminin ve kayıplarının azaltılmasıdır. Enerjide tutum aynı işi daha az enerji ile yapmaktır.

 

Enerjide küçük önlemler büyük tasarruf sağlamaktadır. Bugünden yapacağımız her tasarrufun geleceğimize katkısı olacaktır. Gereksiz enerji tüketiminin önüne geçmeliyiz. Belki basit gelebilir ama boşa yanan lambaları söndürmek, bozuk muslukları onarmak, radyo, televizyon ve diğer el yada ev aletlerini gereksiz yere çalıştırmamak bir vatandaşlık görevidir. Hiç kimse, benim param var, istediğim kadar enerji tüketirim deme hakkına sahip değildir. Enerjinin insan hareketinde, insanın günlük yaşantısında çok büyük bir yer tuttuğu muhakkaktır. Unutmayalım ki, bu önemli ihtiyacın bilinçsiz kullanılması, insan geleceğine birçok olumsuz etkiyi de beraberinde getirecektir.

 

Şehrin yönetiminin temel taşları tüm mülki amirlerimiz, yerel yönetimler, kent konseyi, tüm sivil toplum kuruluş ve dernek temsilcileri, kıymetli hemşehrilerimiz aynı havayı teneffüs ettiğimiz birlikte yaşadığımız kente sahip çıkalım. Yaşadığın kente sahip çıkmak uygarlıktır.

 

Bu duygu ve düşüncelerimizle; Enerji üretiminde, dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girmemiz ve tutumlu olmamız dileği ile Enerji Verimliliği Haftası’nı kutluyor, saygılar sunuyorum.

 

Musa KIRANLI

Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı / Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi

Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-